Volker, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Brüksel'den katıldığı video konferans yayınında, Rusya ve Ukrayna arasında son dönemde Azak Denizi'nde artan gerilimi ve Ukrayna'nın doğusundaki gerginliği değerlendirdi.
Ukrayna'nın doğusundaki çatışmaların hala devam ettiğini vurgulayan Volker, "Bu çatışmalar artık bitmeli. Biz (ABD), Fransa, Almanya bu konuyla meşgul oluyoruz. Ukrayna, Minsk Anlaşması'nda kendi sorumluluklarını yerine getiriyor. Ancak ağır silahların ve yabancı savaşçıların bölgeden çekilmesi konusunda Rusya'dan önemli bir hareket göremiyoruz." dedi.
"BÖLGEDE BARIŞ GÖRMEK İSTİYORUZ"
ABD'nin bölgedeki çatışmalar konusunda tutumunun açık olduğunu vurgulayan Volker, şöyle konuştu:
"Biz barış görmek istiyoruz. Buradaki insanlar için güvenlik görmek istiyoruz. Bölgeye insani yardımın ulaşmasını istiyoruz çünkü bu çatışmanın ortasında yaşayan insanlar için durum çok zor. İnsanların evlerine geri dönebilmelerini istiyoruz. Ayrıca Ukrayna'nın doğusunda yerel seçimlerin yapılması, bu bölgeye Ukrayna Anayasası çerçevesinde özel bir statü verilmesi ve bu çatışmada yer alan kişilerin affedilmesi anlamına gelen Minsk Anlaşması'nın uygulanmasını istiyoruz."
Volker, bölgede yapılacak yerel seçimlerin halkın kendi meşru liderlerini seçebilmeleri için bir şans olduğunu vurgulayarak, geçen ayki son seçimlerin özgür bir ortamda gerçekleştirilmediğini savundu.
"UKRAYNALI DENİZCİLERİN TUTUKLANMASI GERİLİMİ YÜKSELTİYOR"
Rus mevkidaşlarıyla birçok görüşme yaptığını vurgulayan Volker, "Rusya hala kendi sorumluluklarını almayı ve Ukrayna'nın doğusuna müdahale ettiği gerçeğini reddediyor." ifadelerini kullandı.
Azak Denizi'nde son dönemde yaşanan gerilimi "oldukça ciddi bir durum" olarak niteleyen Volker, "Rusya şu an Kerç Boğazı'nın kendi tek taraflı kontrolünde olduğunu iddia ediyor, bildiğiniz gibi bu 2003'te Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan iki taraflı anlaşmanın ihlali." diye konuştu.
Ukraynalı denizcilerin tutuklanmasının da hukuki olmadığını vurgulayan Volker, "Bu durum, Rusya'nın Ukrayna ile çatışmasındaki tansiyonu yükseltiyor ve bu açıkça yapılıyor. Rusya bu defa bölgedeki temsilcilerinin arkasına saklanmıyor. Bu da Avrupa'daki herkeste ciddi endişe doğuruyor." değerlendirmesinde bulundu.
"KİMSE UKRAYNA'NIN İÇ SİYASETİNİN YA DA TUTKULARININ ESİRİ OLMUYOR"
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in Azak Denizi'ndeki son gerilime ilişkin "Avrupa Birliği'nin (AB) Ukrayna makamlarının iç siyasetinin ve tutkularının rehini olmaması" yönündeki açıklamaları hatırlatılan Volker, "Kimse Ukrayna'nın iç siyasetinin ya da tutkularının esiri olmuyor. Bu durum, Rusya'nın Ukrayna'nın meşru müdafaa hakkına karşı saldırısı, Donbass'ta barışın yeniden tesisi, Rusya'nın daha fazla saldırganlaşmasının önlenmesi ile ilgili. Bu Ukrayna'nın iç siyasetiyle ilgili değil." yorumunu yaptı.
Rusya'nın tutukladığı Ukraynalı denizcileri serbest bırakması konusunda bir ihtimal olup olmadığına dair bir soru üzerine Volker, bu konuda ABD ve diğer ülkelerin girişimleri olduğunu vurgulayarak, "Rusya hayır diyor. Bazı hukuki süreçler olduğunu savunuyorlar fakat bu denizcilerin tutuklanması yasa dışı. Bu sürecin aylarca sürebileceğini belirtiyorlar. Ne yazık ki durum çok iç açıcı değil." dedi.
Volker, Rusya'nın daha da saldırganlaşması durumunda ABD'nin bu ülkeye yeni yaptırımlar uygulayabileceğini kaydetti.
ABD'nin Ukrayna'ya 250 milyon dolarlık bir finansman paketi üzerine çalıştığını belirten Volker, bu konuda birkaç ay içinde açıklamalar ve Kongre'ye bildirimler olacağını dile getirdi.
"TÜRKİYE, BÖLGEDE ÖNEMLİ BİR MÜTTEFİK"
Volker, Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelerde arabuluculuk üstlenmeyi teklif etmesi hakkında da "Tüm taraflardaki kişilerin diplomatik yollarla Ukrayna'da neler olduğunu anlamak için konuşmaları çok güzel. Eğer birilerinin Putin üzerinde etkisi varsa, bunu savaşı bitirmek için kullanıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'nın savaşı bitirmeye yanaşmadığını savunan Volker, "Konumu itibarıyla, Türkiye'nin kritik derecede önemli bir rolü var. Rusya ile uzun bir deniz hattı var ve boğazları var. Bu nedenle de bu bölgede önemli bir müttefik. Türkiye'nin yükümlülüklerine saygı duymak istiyoruz. Montrö sözleşmesi kapsamında, Türkiye kadar biz de güvenlik konusunda birlikte çalışmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.